Elektrik enerjinin bir şeklidir. Elektrik gücünün akışıdır. Tüm maddeler atomlardan meydana gelmiştir. Bir atomun merkezinde çekirdeği vardır. Çekirdeğinde pozitif yüklü protonları ve yüksüz nötronları bulunur. Atom çekirdeğinin etrafında negatif yüklü elektronları vardır. Elektronların sayısı protonların sayısına eşittir. Bir elektronun yükü de bir protonun yüküne eşdeğerdir. Bir dış kuvvet tarafından bir atomun elektron ve protonu arasındaki denge bozulduğu zaman o atom bir elektrik yükü kaybeder yada kazanır. Bir atomdan elektrik yükleri kaybolduğu zaman, bu negatif yükler serbest kalır ve bu elektronların serbest hareketiyle madde içinde bir elektrik akımı meydana gelir.
Elektrik doğal yapının bir parçasıdır. Şu anda en çok kullanılan enerji formudur. Elektrik, tüm temel enerji kaynaklarını, kömür, petrol, doğalgaz, nükleer güç yada yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak onların aracılığıyla ikincil bir enerji olarak elde edilmektedir.
Pek çok şehir ve kasaba bir şelale (doğal bir mekanik güç kaynağı) yakınına kurulmuştur. Kaynağın gücünden iş yapmakta yararlanmak için. 100 yılı aşan bir süre öncesinde elektrik üretimine başlanmadan, evlerde aydınlanmak için gaz yağı yakan lambalar, ısınmak için de odun yada kömür yakan sobalar kullanılırdı. Fİledelfiya şehrinde fırtınalı bir gecede Benjamin Franklin tarafından kullanılan şemsiye deneyimi ile elektriğin prensipleri kısmen anlaşılmış oldu. Thomas Edison, elektrik lambası icadını geliştirerek herkesin hayatını değiştirmeye yardım etti. 1879 yılından önce, sokak aydınlatılması için doğru akım (DC) elektriği ile ark ışıkları kullanılmıştı. 1800 lü yılların sonunda Nikola Tesla, alternatif akımının (AC) üretim, iletim ve kullanımının öncüsü oldu. Tesla' nın icatları ile elektrik, evlerde aydınlatmada ve endüstriyel makinelere güç vermek için kullanılmaya başlandı.
Metallerin atomlarındaki elektron sayıları metalin cinsine göre değişir. İletken maddelerin atomlarının son yörüngelerinde 4 'den az elektron bulunur. Atomlar bu elektronları 8 'e tamamlayamadıkları için serbest bırakırlar. Bu yüzden bir İletken maddede milyonlarca serbest elektron bulunur. Bu maddeye elektrik uygulandığında elektronlar negatif (-) 'den pozitif (+) yönüne doğru hareket etmeye başlar. Bu harekete "Elektrik Akımı" denir. Birimi ise "Amper" 'dir. İletkenin herhangi bir noktasından 1 saniyede 6.25*10^18 elektron geçmesi 1 Amperlik akıma eşittir. Akımlar "Doğru Akım" (DC) ve "Alternatif Akım" (AC) olarak ikiye ayrılır. Şimdi bunları ayrı ayrı inceleyelim.
Doğru Akım (DC) :
Doğru akımın kısa tanımı "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmeyen akıma doğru akım denir." şeklindedir. Doğru akım genelde elektronik devrelerde kullanılır. En ideal doğru akım en sabit olanıdır. En sabit doğru akım kaynakları da pillerdir. Birde evimizdeki alternatif akımı doğru akıma dönüştüren Doğrultmaçlar vardır. Bunların da daha sabit olması için DC kaynağa Regüle Devresi eklenir.
Alternatif Akım (AC) :
Alternatifin kelime anlamı "Değişken" dir. Alternatif akımın kısa tanımı ise "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir." şeklindedir. Alternatif akım büyük elektrik devrelerinde ve yüksek güçlü elektrik motorlarında kullanılır. Evlerimizdeki elektrik alternatif akım sınıfına girer. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, aspiratör ve vantilatörler direk alternatif akımla çalışırlar. Televizyon, müzik seti ve video gibi cihazlar ise bu alternatif akımı doğru akıma çevirerek kullanırlar.
DOĞRU AKIM: Yönü ve şiddeti zamana göre değişmeyen akıma doğru akım denir.
ALTERNATİF AKIM : yönü ve şiddeti zamana göre değişen akıma alternatif akım denir. Günümüzde endüstrinindi gelişmesi ile birlikte enerji kaynaklarına olan ihtiyaç artmış ve günden güne de artmaktadır. Enerji türleri, içerisinde en çok kullanılan enerji çeşidi elektrik enerjisidir. Bunun sebepleri şu şekilde sıralanabilir. 1. Elektrik enerjisinin elde edilmesi, taşınması ve dağıtımı kolay ve verimli bir şekilde yapılabilir. 2. Elektrik enerjisi öteki enerji çeşitlerine kolayca dönüşebilir (ısı,ışık, hareket.. Vb.) 3. Elektrik enerjisi çok küçük parçalara ayrılarak kullanılabilir. 4. Elektrik enerjisi külsüz dumansız ve atık bırakmayan bir enerjidir. Elektrik enerjisi birçok alanda kullanılmaktadır. Önceleri aydınlatma için kullanılan bu enerji elektrik makinelerinin bulunması ile geniş bir kullanım alanına yayılmıştır. Bugün aydınlatmada, ısıtmada, havlandırmada, soğutmada,ulaşım elektro kimya , haberleşme ev aygıtlarının çalıştırılması ve çeşitli iş makinelerinin çalıştırılmasında elektrik enerjisinden faydalanılmaktadır. Bu kadar yaygın kullanım alanı bulan elektrik enerjisinin üretildiği santraller çoğu zaman tüketim bölgelerinden uzakta kurulur. Bu bakımdan elektrik enerjisinin üretildiği yerlerden tüketim noktalarına taşınması gerekmektedir. 19. asrın sonlarında doğu Avrupa ve Amerika'da elektrik enerjisinin taşınmasına başlanmış ancak gerilimin yüksek olmaması nedeni ile iletim kısa mesafelere yapılabilmiştir. Elektrik enerjisinin taşınmasına ihtiyaç duyulduğu bu yıllarda elektrik enerjisi doğru akım olarak üretilmekteydi. Enerji üretimi , iletimi ve dağıtımı jeneratörlerden elde edilen alçak gerilimle yapılıyordu, bu bakımdan üretim merkezlerinin tüketim noktalarına yakın olması gerekiyordu. Alçak gerilimde gerilim düşümü ve güç kaybı ,enerjinin uzaklara iletimini ekonomik olmaktan çıkarıyor idi. Daha sonra alternatif akım tekniği gelişti ve daha büyük gerilimler elde edildi. Elektrik enerjisinin iletimi ve dağıtımında en önemli gelişme transformatörün bulunması olmuştur.transformatör yardımı ile elektrik enerjisinin iletimi ve dağıtımı kolaylaşmış bu enerji daha kullanılır hale gelmiştir. Transformatör kullanarak ilk enerji taşınması 19. asrın sonlarında Amerika'da yapılmıştır. Üretilen enerji 500 volt gerilimle 1600 metreye taşınmıştır. Aynı tarihlerde İtalya'da 150 HP 'lik bir güç 2000 volt ile 27 km ye taşınmıştır. Üç fazlı alternatif akımla ile yapılan ilk enerji taşınması ise1891 yıllarında Almanya'da gerçekleştirilmiş 150 kw lık güç 15 kv ile 170 km ye taşınmıştır. Sonuç olarak görülüyor ki elektrik enerjisinin en çok kullanım alanı bulmasına neden olan üstünlüklerinden biride uzak mesafelere çok büyük güçlerin kolayca iletilebilmesidir, bunun için dünyanın her yerinde üretilen enerji transformatörler yardımı ile yükseltilerek uzak mesafelere iletilebilmektedir. Transformatörün çalışmasına kısa değinilecek olunursa primer sargısına uygulanan alternatif gerilim değişken bir manyetik alan oluşturur. Bu değişken manyetik alan nüve üzerinden devresini tamamlayarak transformatörün sekonder sargısını keser (Faraday kanunlarına göre bir sargı, değişken bir manyetik alan tarafından kesilirse üzerinde bir gerilim indüklenir.) ve manyetik alan tarafından kesilen bu sargıda sipir sayısına bağlı olarak bir gerilim indüklenir. Görülüyor ki transformatörün çalışması için değişken bir manyetik alan oluşturulması gerekir. Değişken manyetik alanın oluşması için ise transformatör sargılarına alternatif akım uygulanması gerekir. Transformatörler doğru akımda çalışmaz bunun içinde günümüzde tüm elektrik santrallerinde alternatif akım üretilir. Eğer doğru akım üretilse idi uzak mesafelere elektrik enerjisi iletilemez ve elektrik enerjisi kullanışlı ve ucuz bir enerji kaynağı olmaktan uzaklaşırdı. Günümüzde büyük güçlü elektrik santralleri elektrik enerjisi üretilen doğal kaynakların yoğun oldukları bölgelere kurulduklarından tüketim merkezleri ile yan yana olma şansı azdır. Bu durum uzak mesafelere elektrik enerjisinin iletimini,iletim için gerilimin yükseltilmesini, gerilimin yükseltilebilmesi için transformatörlerin kullanılmasını, transformatörlerin kullanılabilmesi içinde elektrik enerjisinin alternatif akım olarak üretilmesini zorunlu hale getirir. Doğru ve Alternatif akımla ilgili Temel Kavramlar ve hesaplamaları.
AKIM TANIMI: İletkenden (yada alıcıdan) birim zamanda geçen elektrikli yükü(elektron)miktarına akım denir. Bir iletkenden belirli bir zaman içinde ne kadar çok elektron geçerse,akımda o oranda şiddeti olur.Akım şiddetini elektronların sayısıyla göstermek için çok büyük rakamları kullanmak gerekir.Yani 6,25×1018 adet elektron 1 ampere eşittir.Bunun gibi büyük rakamları kullanmamak için Fransız bilgin AMPERE(amper)'in elektrik akımının kimyasal etkisine dayanarak yaptığı tanımlama kullanılır.Bu yaklaşıma göre: 1 amper, gümüş nitrat eriyiğinden 1 saniyede 1,118 miligram gümüş ayıran akım şiddetidir. Akım elektronların hareketiyle ortaya çıkar.Ancak, eskiden akımın artı(+)yüklü oyuklar tarafından taşındığı sanıldığından,Bu günde eski teorem kabul edilmektedir.Başka bir deyişle,Bir pilde akım (+) uçtan (-) uca doğru gider deriz.Ancak gerçekte akım (-) uçtan (+) uca doğru artmaktadır. Akım, amperle ölçülür ve "I" ile gösterilir.Akımın birimi amper (A),denklemi I =U/R [A] şeklindedir.
Akımın ast ve Üst katları
Akımın ast katları : Pikoamper,nanoamper,miliamper,mikroamper
Akımın üst katları : Kiloamper,megaamper,gigaamper Not 1:Megaamper ve gigaamper uygulamada pek kullanılmamaktadır. Not 2:Akımın ast ve üst katları biner biner büyür ve küçülür. Çeşitli akım değerlerinin bir birine dönüştürülmesine ilişkin örnekler: -100 miliamper kaç amperdir? : 0,1 A -220 nanoamper kaç mikroamperdir? :0,22µA -1 kiloamper kaç amperdir? :1000 A
Akım ölçme: Elektrik akım şiddeti devreye seri bağlanan ampermetreyle ölçülür.Ampermetre analog yada dijital yapılı olabilir. Analog tip ampermetrelerde kalın kesitli az sarımlı bobin vardır.Devre deseri bağlantı olan ampermetrenin bobinden geçen akım bir manyetik alan oluşturarak ibrenin saplanmasını sağlar. Ampermetre devreye kesinlikle paralel bağlanmaz.Yanlışlıkla devreye paralel bağlandığında ya cihaz bozulur yada sigorta atar.
Kirchhoff (Kirşof)'un Akım Kanunu: Paralel olarak bağlanmış dirençlerin üzerinden geçen akımların toplamı,Devreden geçen akım toplamına eşittir.(I gelen = I giden) IT= I1 + I2 +..+ In [A] ve I=U/R Olduğundan IT=U/R1+U/R2.+U/Rn şeklinde yazılabilir. Not:Dirençler paralel bağlıyken hepsinin üzerinde de aynı değerde gerilim düşer.
Gerilim(Elektromotor kuvvet,EMK,Potansiyel fark) Elektrik akımı elektron akışından ibarettir.Elektronları faydalı olacak şekilde hareket ettirmek için ittirmek gerekir.Bilindiği gibi elektronlar maddelerin içinde bulunan atomların etrafında dönerek hareket etmektir.Ancak bu dönüş bir fayda sağlamaz.Faydalı hareket için metal içinde belli bir yönde akış gereklidir.İşte elektronları kendi normal hareketleri dışında,Bir yönde sürüklemek için gerekli olan kuvvete gerilim (elektromotor) kuvvet, EMK) denir.
Gerilimin diğer tanımları Tanım 1: Bir üreticinin iki ucu arasındaki potansiyel farka gerilim denir. Tanım 2: Bir elektrik devresinde akımın geçmesini sağlayan kuvvetlere gerilim denir.Gerilim voltmetreyle ölçülür ve U,E,V yada e ile gösterilir.Birimi volt(V),denklemi U=I:R[V] şeklinde yazılır.
Gerilimin ast ve Üst katları
Gerilimin ast katları : Pikovolt,Nanovolt,mikrovolt,milivolt
Gerilimin üst katları: Kilovolt,Megavolt,Gigavolt Gerilimin üst ve ast katları biner biner büyür ve küçülür. Not: Pikovolt,nanovolt,megavolt, ve gigavolt uygulamada kullanılmamaktadır. Gerilim ölçme Gerilim, voltmetreye alıcıya paralel bağlanarak ölçülür.Uygulamada analog ve dijital olmak üzere iki tip voltmetre kullanılmaktadır. İbreli voltmetrelerin içinde ince kesitli çok sarımlı yüksek dirençli bir bobin bulunur.Devreye paralel bağlanan voltmetre gerilimi belirler. Dijital voltmetrelerin yapısında ise elektronik devreler bulunur. Paralel bağlanarak kullanılması gereken voltmetre yanlışlıkla seri bağlanırsa aygıt yanlış bir değer gösterir ve alıcı çalışmaz.
Elektromotor Kuvvet (EMK) ve gerilim kavramı: Elektromotor kuvvet,elektrik üretecinin (pil,akü.dinamo,alternatör)boşta çalışırken ürettiği gerilim değeridir.Elektro motor kuvveti E harfiyle gösterilir.Birimi volt denklemi E=I.R [V] tur.Elektromotor kuvvet ve gerilim kavramları pil devresi örneğiyle açıklayalım. Pilin uçlarına alıcı bağlamadan voltmetreyle gerilim ölçtüğümüzde 1,5 volt değerini görürüz.Bu değer pilin elektromotor kuvveti olarak tanımlanabilir.Daha sonra pilin uçlarına bir alıcı bağlayıp pil gerilimini tekrar ölçecek olursak EMK nın bir miktar düştüğünü görürüz.Yük bağlanınca pilden alınan gerilimin düşmesinin nedeni pilin iç direncinde bir miktar gerilim düşümü olmasıdır. Pilin iç direncinde düşen gerilimin değeri alıcının çektiği gerilim değerine göre değişir.
Kirchhoff 'un gerilim Kanunu: Seri olarak bağlanmış dirençlerin üzerine düşen gerilimlerin değerlerinin toplamı,Devreye uygulanan gerilime eşittir.Yani, UT = U1+U2+..+Un [V] U=I.R UT=I.R1 + I.R2 +.+ I.Rn Şeklinde yazılabilir.
Doğru Akım tanım: Dinamo,akümülatör.pil güneş gibi düzenekler tarafından üretilir.Doğru akım zamana göre yön ve şiddeti değişmeden akar.Yani DC akımın frekansı yoktur. Başka bir deyişle,doğru akım sürekli olarak aynı değerde ve aynı yönde akar. Doğru akımın elde edilmesi DC üretilen kaynaklar şu şekilde sıralanabilir: . Pil, . Akümülatör, . Dinamo . Doğrultmaç devresi . Güneş pili PİL Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren araçlara pil adı verilir. Elektroliti kuru tipte olan pillerde elektrotlar çinko ve karbondan yapılır.Çinko kılıf (elektrot) aynı zamanda pilin kalıbıdır.Kuru pilin elektroliti amonyum klorür maddesidir. Piller DC gerilimde üretilir.Büyük gerilimlere gereksinim duyulduğunda birden çok pil seri bağlanır.Pilin verdiği akım yetmemesi durumunda ise paralel bağlama yapılır. Akümülatör: Kimyasal yolla doğru akım üreten araçtır.Akü boşaldığında doğru akım ile tekrar doldurulabilir.Her akü bataryası 2 volt gerilim üretir.6 voltluk bir akü3 adet akünün birleşiminden oluşur. Kurşunlu Akümülatörlerin yapısı Kurşunlu akülerde elektrolit olarak %10 sülfürik asitli saf su ve elektrot olarak ise kurşun plaka kullanılır. Akünün dikdörtgen prizması şeklinde kabının içine konulan su ve sülfürik asit karışımı elektrolit,Çalışma için çok önemlidir.Akü ile ilk anda DC enerji vermez. O nedenle önce doldurulması gerekir.Akünün kutupları bir DC üretecine bağlarsak bu durumda elektrolit, suya pozitif yüklü Hidrojen ve negatif yüklüSO4 iyonları Katoda elektrik yüklerini bırakıp nötr hale geçerler. Bu kimyasal tepkimeyi şu şekilde yazabiliriz: Pb0+H20 Pb + H2O Öte yandan anotta toplanan negatif elektrik yüklü SO4 iyonları ise anodu etkilerler ve bunun kurşun dioksit şekline dönüşmesini sağlar. Bu kimyasal tepkimeyi de şöyle yazabiliriz: Pb0 + H2O + PbO2 + H2SO4 Kutupların kenarlarından hidrojen ve oksijen gazlarının kabarcıklar şeklinde yükselmesi akümülatörün dolduğunu belirtir. Pb02 + H2 0 Pb O + H2O Diğer elektrotta oluşan kimyasal tepkimede ise,Oksijen rol oynar Elektrodu etkileyerek aşağıda verilen denklemdeki sonucu yaratır. Pb+O 2 PbO Uygulamada 6-12-24 volt gerilim verebilen kurşunlu aküler taşıtlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.Akülerde gerilimin yanında önemli olan bir diğer hususi se akım kapasitesidir.Akünün akım kapasitesi ampersaat (ah)birimiyle ifade edilir. Etiketinde 60ah yazan bir aküden 1 amper çekilirse akü bunu 60 saat boyunca verebilir.Şayet aküden 10 A çekilirse 6 saat içinde akü tam olarak boşalır. Taşıtlarda kullanılan aküler araç hareket halindeyken şarj dinamosundan gelen akımla şarj olur. Tamamen boş olan akü şarj makinesiyle doldurulur.şarj işlemi yapılırken akünün akım kapasitesinin 10'da 1'lik değerinde bir akım kullanılır.Örneğin 120Ah lik kapasiteye sahip bir akü 12 Amper akım ile şarj edilir.Aküyü yüksek akım ile hızlıca doldurmak doğru değildir.Bu yapılırsa akü plakalarının ömrü kısalır.
Doğru akımın dinamosu (jeneratör,DC üreten makine) Dinamonun endüvisi döndürüldüğünde N-S kutuplarının manyetik alanı tarafından kesilen endüvi iletkenlerde bir gerilim indüklenir.Bu alternatif bir gerilimdir. Ancak, kolektör ve fırçalarından oluşan düzenek yardımıyla doğrulur. Dinamonun bobini dönerken oluşan akım sürekli tek yönlü akmasını sağlamak için kullanılan kolektör dilimleri AC' ye benzeyen akımını DC ye çevirir. DC Dinamoların parçaları
Endüvi: DC dinamolar,DC motorlar ve AC seri motorların dönen kısmıdır.Bu eleman 0,3- 0,7 mm kalınlığında çelik saçlardan yapılmış silindirik gövde üzerinde açılmış oluklara yerleştirilmiş sargılardan oluşmuştur. Endüvi sargıların uçları bakır dilimlerden yapılmış olan ve üzerinde fırçaların temas ettiği kısma bağlanmıştır. Kolektör: DC yada AC ile çalışan makinelerde endüvi sargıların bağlandığı silindirik yapılı bakır kuşaktır. Kolektör, haddeden geçirilmiş sert bakırdan pres edilerek ve dilimler arasında 0,5 - 1,5 mm Mika, mikanit konularak üretilmektedir. Kolektör,DC ve AC makinelerin en çok arıza yapan kısmıdır.Endüvi sargıların uçları kolektörün yarıklarına yada bayrakçık adı verilen çıkıntılarına bağlıdır.Gerçekte kolektör dilimleri arasında konulan mika, Mikanit yüksek gerilimlere dayanabilse de, zamanla dilimlerin arası toz çapak yağ vb. ile dolarak arızaya neden olabilir.Dilimler arası boşluklar arıza durumunda kontrol edilmesi, boşluğu doldurmuş olan yabancı maddeler temizlenir. DC dinamolarda kolektörün görevi ,endüvide oluşan gerilimin dışarıya gönderilmesini sağlamaktadır. Fırça: DC ve AC ile çalışan kolektöre basan parçalarına fırça denir.Fırçalar,makinenin akım ve gerilim değerine göre farklı özelliklerde üretilir Fırçaların kolektöre düzgünce basmasını sağlamak için ise baskı yayları kullanılır.Fırçalar aşınıcı olduğundan zamanla biter.Bu durum makinenin sesinden,kolektöre aşırı kıvılcım oluşmasından anlaşılabilir.
İndüktör (kutup): DC yada AC ile çalışan makinelerde N-S kutuplarının oluşturulması için yapılmış olan sargıların yerleştirildiği kısımdır. Küçük makinelerin indüktörleri doğal mıknatıstan yapılırken,Büyük güçlü makine indüktörleri bobinlerle oluşturulur. İndüktörlerin nüvesi (göbek) AC ile çalışan makinelerde 0,60 - 1,40 mm kalınlığında silisyum katkılı sacları preste sıkıştırılmasıyla elde edilir.DCile çalışan makinelerinin indüktörlerinin nüveleri ise tek parça demirden yapılır.
Alternatif Akımda Doğru Akımın Elde Edilişi: Doğrultmaç diyotlarla alternatif akımdan doğru akım elde edilebilmektedir.AC'yi DC 'ye çevirmede kullanılan doğrultmaç diyotlarının yapısı kısaca şöyledir: Silisyum yada germanyum adlı yarı iletkenler çeşitli katkılama maddeleri kullanılarak pozitif ve negatif madde haline getirilir.daha sonra P ve N tipiiki parça birleştirildiğinde doğrultmaç diyodu elde edilir.
AC' nin DC 'ye çevrilmesinde kullanılan yarım dalga doğrultmaç devresi: Doğrultmaç devreleri AC akımı doru akıma çevirir.Devrede trafonun çıkışındaki AC nin yalnızca pozitif alternansı alıcıya ulaşabilir. Negatif alternans ise diyot tarafında kırpılır. Güneş pili: Güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren elemanlara ışık pili denir.Her biri 0,5 volt edebilen güneş pilleriyle 3 volt gerilim elde etmek istiyorsanız 6 tanesi birbirine seri olarak bağlanır.Sistemden alınan akım yükseltilmek istendiğinde ise elemanlar paralel olarak bağlanır.Yüksek gerilim vakım elde etmek için yapılmış güneş enerjisi panellerinde ise yüzlerce güneş pili seri ve paralel bağlı durumdadır. Bu elemanlar güneş enerjisiyle çalışan,saat, radyo,hesap makinesi,otomobil, sokak lambası uydu vericisi vb. gibi aygıtlarda kullanılır. Doğru Akımın kullanıldığı alanlara ilişkin örnekler . Haberleşme cihazlarında . Radyo teyp televizyon gibi elektronik cihazlarda, . Redresörlü kaynak makinelerinde . Maden arıtma ve maden kaplamacılığında . Elektrikli taşıt araçlarında . Tıbbi aygıtlarda . Motorların balatalı ve dinamik frenleme ile durdurulmasında.
Dizel Motoru, içten yanmalı bir motor tipidir. Daha özel bir tanımla, dizel motor oksijen içeren bir gazın (genellikle bu atmosferik havadır) sıkıştırılarak yüksek basınç ve sıcaklığa ulaşması ve silindir içine püskürtülen yakıtın bu sayede alev alması ve patlaması prensibi ile çalışan bir motordur. Bu yüzden benzinli motorlardan farklı olarak ateşleme için bujiye ve yakıt oksijen karışımını oluşturmak için karbüratöre ihtiyaç yoktur.
1892'de Alman Mühendis Rudolf Diesel tarafından bulunmuş ve daha sonra 23 Şubat 1893'te patenti alınmış bu süreç dizel çevrimi olarak bilinir. Diesel, motoru kömür tozu dahil çeşitli yakıtların kullanımına yönelik olarak tasarlamıştır. Motorun sunumunu 1900'deki Dünya Fuarı'nda, yakıt olarak yer fıstığı yağı (Biodizel) kullanarak yapmıştır.
Türkiye'nin ilk %100 Yerli Dizel Motoru 1967 senesinde Yüksek Mühendis Abdülkadir Özgür seri olarak üretmiştir. İlk olarak 1 silindirli olarak üretilen bu motorlar, motopomp, jeneratör, deniz motoru uygulamalarında kullanılmıştır.
Çalışma prensipleriGaz sıkıştırıldığında, sıcaklığı yükselir, dizel motoru bu özelliği kullanarak yakıtı ateşler. Hava, dizel motorunun silindiri içine çekilir ve bir piston tarafından, kıvılcım ateşlemeli (benzinli) motorlardakinden çok daha yüksek (25 katı bulabilir) bir oranda sıkıştırılır. Hava sıcaklığı 700-900°C'a ulaşır. Piston hareketinin en tepe noktasında, dizel yakıt yüksek basınçla atomizer memeden geçerek yanma odasının içine püskürtülür, burada sıcak ve yüksek basınçlı hava ile karışır. Bu karışım hızla tutuşur ve yanar. Hızlı sıcaklık artışı ile yanma odası içindeki gaz genleşir, artan basınç, pistonu aşağı doğru hareket ettirir. Biyel (piston) kolu, krank mili çıkışına dönme gücü olarak iletilir.Motorun süpürmesinde, egzoz gazını silindirin dışına atma ve taze hava çekme işlemi, kapakçıklar (valf) veya giriş ve çıkış kanalları aracılığıyla yapılır. Dizel motorun kapasitesinin tam olarak kullanılabilmesi için içeriye alınan havayı sıkıştırabilecek turboşarjer kullanılması gerekir; turboşarjer ile havanın sıkıştırılmasından sonra bir artsoğutucu/arasoğutucu ile içeri alınan havanın soğutulması ayrıca verimi arttırılır. Çok soğuk havalarda, dizel yakıt koyulaşır, viskozitesi artar, balmumu kristalleri oluşur veya jel haline dönüşür. Yakıt enjektörü, yakıtı silindirin içine etkili bir şekilde itemez ve bu yüzden soğuk havalarda motorun çalıştırılmasını zorlaştırabilir. Dizel teknolojisinde bu zorluğu yenmek için çeşitli önlemler geliştirilmiştir. Sıkça kullanılan bir uygulama, yakıt hattı ve yakıt filtresini elektrikle ısıtmaktır. Bazı motorlarda silindir içinde bulunan kızdırma bujileri denen küçük elektrikli ısıtıcılar, çalıştırmak için silindirleri önceden ısıtırlar. Az sayıda motorda kullanılan başka bir teknolojide ise, manifold içindeki rezistans telli ısıtıcılar, motor çalışma sıcaklığına gelinceye dek giriş havasını ısıtır. Soğuk havalarda, motor uzun süreli (1 saatten daha fazla) kapatıldığında kullanılan ve şehir cereyanı ile çalışan motor blok ısıtıcıları, aşınma ve çalıştırma zamanını azaltmak için sıklıkla kullanılır. Eski dizel motor sisteminin en önemli parçası hız kontrol ünitesidir; bu ünite yakıtın gelme hızını kontrol ederek motorun hızını sınırlar. Benzin motorlarından farklı olarak dizel motorlarında hava emme sübabı yoktur, bu yüzden hız kontrol ünitesi olmazsa motor fazla hızlanır. Eski tip hız kontrol üniteleri motordan bir vites sistemi ile yönlendirilir ve böylece sadece motor hızıyla doğru ilişkili olarak yakıt sağlanırdı.Modern elektronik kontrollü dizel motorları benzin motorlarındakine benzer bir kontrol mekanizmasını (ECM) Elektronik Kontrol Modülü veya Elektronik Kontrol Ünitesi (ECU) yoluyla uygularlar. Motor "bilgisayarı" ECM/ECU içinde motorun çalışmasıyla ilgili algoritmalar ve kalibrasyon tabloları kaydedilmiştir. ECM/ECU bir sensordan motor hızına dair sinyal alınca gereken bilgi işlemlerini yapar, elektronik ve hidrolik valfler aracılığıyla yakıt miktarını ve yanma zamanlamasını kontrol ederek motor hızını sabit tutar.Yakıtın pistonların içine enjeksiyonunun başlama zamanının kontrolü, emisyonların azaltılması ve motor veriminin (yakıt ekonomisi) artırılması için en önemli unsurdur. Silindir içine yakıt enjeksiyonu başlama zamanlaması, günümüz modern motorlarında elektronik olarak kontrol edilmektedir. Zamanlama, genellikle üst ölü noktanın (TDC/Top Dead Center) önündeki pistonun krank ünitesi açısı ile ölçülür. Örneğin, piston üst ölü noktadan 10 derece önde olduğu zaman eğer ECM/ECU yakıt enjeksiyonuna başlarsa, enjeksiyon başlama veya zamanlama 10 derece öndedir denir. Optimal zamanlama, motorun hızı ve yükü kadar tasarımına da bağlıdır.
Enjeksiyon tipleri Dizel motorlarda yakıt enjeksiyonu, endirekt ve direkt olarak iki tiptir. Endirekt enjeksiyonda yakıt, dizel motorda yanma odası dışında, ön oda olarak adlandırılan yere verilir. Yanma başladığında yanma odasının içine yayılır. Bu tipte motordaki aşırı gürültü ve titreşim düşürülür, fakat ısı kaybı artar ve motor verimi düşük olur. Direkt enjeksiyon ise modern dizel motorlarda kullanılır. Burada motordaki yanma odasına yakıt doğrudan püskürtülür.
Herhangi bir basit elektrik devresine akım pilden veya akümülatörden sağlanır. Pil ve akümülatörün verdiği akım tekyönlüdür. Bu tür akıma doğru akım denir.indüksiyon akımının yönü, sarımdan geçen manyetik alan kuvvet çizgileri artarken veya eksilirken birbirine terstir. Herhangi bir sarım sisteminden bir akım elde etmek istenirse, manyetik alanı değiştirmek gerekir. Manyetik alanın değişmesi ancak bir hareket ile mümkün olur. Hareket,sarım sistemi üzerinde artan ve eksilen manyetik alan doğurduğunda, yönü değişen akım elde edilir. Buna alternatif akım denir. Alternatif akım jeneratöründe, kuvvetli bir mıknatısın oluşturduğu manyetik alan içinde, dönen bir bobin bulunur. Alternatif akım gerçekte, bir indüksiyon akımıdır. Akımı meydana getiren halkanın içinden geçen manyetik alan çizgilerinin sayısı artarken akım bir yönde, eksilirken onun tersi yönde geçer. Çizgilerin sayısı bir değişim Halkanın manyetik alan çizgilerine paralel durumda gösterilen yönde döndürüldüğünü düşünelim. Mıknatıs kutupları arasındaki kuvvet çizgileri şekilde gösterilmiştir. Halka bir devrin dörtte birini tamamlayacak duruma gelirken halkanın içinden geçen manyetik alan kuvvet çizgilerinin sayısı artar. Bu artış bir akıma sebep olur.
Halka manyetik alan çizgilerine dik duruma geldiğinde, içinden en fazla sayıda kuvvet çizgisi geçer. Ancak kuvvet çizgilerinin sayısında bir değişim yoksa akım kesilir. Halkayı aynı yönde döndürdüğümüzde, içinden geçen kuvvet çizgilerinin sayısı azalır. Bu azalmada bir akım doğurur. Ancak akımın yönü ilk dörtte bir devirde elde edilen akım yönüne terstir. Halka döndürülerek yarım devir yaptırılırsa,bu durumda halkanın içinden hiçbir manyetik alan kuvvet çizgisi geçmez. Akım kesilir.Dönme devam edince halkanın içinden geçen kuvvet çizgileri sayısı artmaya başlar ve devreden ilk durumdaki gibi akım geçmeye başlar. Alternatif akım jeneratörlerinin çalışma ilkesi kabaca yukarıda anlatılan gibidir. Görüldüğü gibi alternatif akım jeneratörleri,manyetik alan içinde dönebilen bobinlerden yapılmıştır. Herhangi bir biçimde bobinler dönerse sonuçta alternatif akım elde edilir. Hidrolik, termik ve nükleer enerji santrallerinde dönme hareketi değişik sistemler kullanılarak elde edilir. Termik santrallerle su, kömür veya akaryakıt kullanılarak buhar haline getirilir. Su buharı bobinin, manyetik alan içinde dönmesini sağlar. Nükleer santrallerde su nükleer enerji kullanılarak buhar haline dönüştürülür. Su buharı da termik santrallerde olduğu gibi, manyetik alan içindeki bobini döndürür. Hidrolik santrallerde ise, baraj gölünde biriktirilen su, bobine bağlı kanatlar üzerine düşürülür. Kanatlar ve ona bağlı bobin dönerek elektrik akımı elde edilir. Termik santraller, bacadan çıkan gazlar ve parçacıklar sebebi ile çevreyi kirletir nükleer santraller ise, güvenli kullanılmadığı takdirde radyoaktif kirlenmeye sebep olabilir. Hidrolik santraller çevreyi kirletmezler.Bazı durumlarda alternatif akım doğru akıma çevrilerek kullanılır. Elektrikli tren ve tramvaylarda doğru akım kullanılır. Alternatif akımı doğru akıma çeviren düzeneklere, doğrultmaç veya redresör denir.Jeneratörlerin çalışma prensibi aslında sanıldığı kadar karmaşık değildir. Bir manyetik alan ve bu manyetik alanlar arasında hareket eden bobin telleri basit bir jeneratör yapmak için yeterlidir.
Basit olarak yanda gösterildiği gibi kurulan devre elektrik enerjisi üretmeyi sağlayabilir. Aslında bu bir elektrik motorundan başka bir şey değildir. Bu motorlar tersine çalışma özelliği göstermektedirler. Yani eğer motoru biz hareket ettirirsek mekanizma elektrik üretecektir. Burada önemli olan üretilen elektrik enerjisinin miktarını ayarlamaktır. Kuşkusuz ki jeneratörler elektrik motorlarından farkı olarak verimi arttıracak ek özelliklerle donatılırlar. Manyetik alanın büyüklüğü, bobin tellerinin sarım sayısı, manyetik alan ve teller arasındaki acının dik olması ve eksenin dönme hızı akımın büyüklüğünü etkiler.
Dönme hareketi çeşitli etkenler tarafından sağlanarak elektrik enerjisi üretimi gerçekleştirilmektedir. Gerçekten de günümüzde elektrik enerjisi üretmenin en etkili yöntemi bu sistemlerdir. Fotovoltatik sistemler(güneş pilleri), yakıt pili hücreleri ve aküler haricinde çoğu elektrik gücü üretimi bu yönteme dayanmaktadır. Nükleer santrallerde bile nükleer enerjiyle kaynatılan suyun buharının itme gücünden yararlanılarak türbinler dönmekte, bu dönme hareketi de bir jeneratöre ulaştırılmaktadır. Jeneratörler bu özelliklerinden dolayı şehir şebekerini besleyecek elektrik enerjisini üretebilecekleri gibi, lokal amaçlı kullanımları da mümkündür.
Bir binada jeneratör kullanılmak isteniyorsa yangın tedbileri olarak şunlara dikkat etmek gerekir:
Toplam kwatt yükünü ve Jeneratör (alternatör) KVA değerini hesaplamak için tüm yüklerin toplanması gereklidir. Ancak yükler reaktif(KVA) ve aktif(kilowatt) güç olarak ikiye ayrılır. Aktif gücün reaktif güce oranı güç faktörü(cos phi) olarak adlandırılır. Güç faktörü yükün bir özelliğidir ve alternatör tarafından kontrol edilemez. Kilowatt olarak belirtilen aktif güç akım ve voltajın çarpımından küçük olacaktır(Tekfaz alternatörlerde Güç(KVA)=AkımxVolt, üçfaz alternatörlerde Güç(KVA)=1.732xAkımxVolt). Alternatörler güç faktörü cos phi=0.8 olacak şekilde dizayn edilmişlerdir. Yani 100 KVA güçünde bir alternatör 80 kw aktif güç verebilir. Akkor flamanlı lambalar, saf ısı enerjisi tüketen ısıtma elemanları, fırınlar sadece aktif yük tüketirler. Bu tip yükler toplanarak basit şekilde hesaplanabilir. Transformatörler, bobinler, hava hatları, senkron motorlar, redresörler, endüksiyon ve ark fırınları aktif gücün yanında reaktif güç de çekerler.
Alternatörün (jeneratör) güç tesbiti yapılırken, jeneratör tarafından tahrik edilen ve aynı anda çalışaçak tüm elemanların güçleri toplanmalıdır. Ancak alternatör alternatör elektrik motoru çalıştıracaksa aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
Elektrik motorlarını çalıştıracak alternatörün gücünü tesbit ederken elektrik motorlarının çalışma sırasında çektiği güç değil, yol alma sırasında ihtiyaç duyulan güçlerin de tespit edilmesi gerekir. İndüksiyon motorlarının çalışma sırasında alternatörden çekeceği güç(Palt.) ; In=nominal akım, U=gerilim olmak üzere, Palt.=1.732 x U x In formülü ile hesaplanabilir. Ancak elektrik motoru çalıştıracak alternatör hesaplanırken çalışma sırasında çekeceği güç yerine, elektrik motorunun yol alması için gerekli güç hesaplanır. Elektrik motorlarının yol alma sırasında çektiği güç elektrik motorunun tipine ve bağlama şekline göre değişiklik gösterir.
Sincap kafesli motorlarda yol alma akımdan dolayı , motor direkt bağlamada nominal akımın 5 ila 6 katı, yıldız-üçgen bağlamada nominal akımın 1.7 ila 2 katı akım çeker. Slipring rotorlu motorlarda ise yol alma akımı, nominal akımın 1.3 ila 1.6 katıdır.Gensan alternatörler geçici olarak nominal yükün 1.5 katı yükte çalışacak şekilde dizayn edilmiştir.
Örnek uygulama
8 kwatt'lık ışık kaynağı, sıra ile devreye girecek, yıldız-üçgen bağlı 11 kw ve 22 kw gücünde toplam 2 adet sincap kafes elektrik motoru çalıştıracak alternatörün gücü ne olmalıdır ?
Hesaplamada en fazla güç ihtiyacının gerektiği durum incelenecektir. Buna göre Işık kaynağı ve 11 kw'lık motor çalışırken, 22 kw'lık motorun yol aldığı düşünülerek hesaplamalar yapılmalıdır.
22 kw elk. Motorunun etiket değerleri:Gerilim U=380 V ;Nominal Akım In=42,2 AYıldız-üçgen bağlı sincap kafes elektrik motoru nominal akımının 2 katı akım çektiğine göre:Yol alma akımı: Iy=2 x In=84,4 A
Günümüzde jeneratör bir çok sektörde vazgeçilmez bir yatırım haline dönüşmüş haldedir. Ancak bu yatırım aracı çoğu zaman satın alma olarak ve yerleşim olarak nedense hep en sona bırakılır. Herkes bilir ki jeneratör kullanıldığı her yerde vazgeçilmez ve o an için alternatifsiz bir enerji kaynağıdır. Bu sebeple jeneratör satın alındıktan sonra çalışma koşulları ideal olarak sağlanmalı ki bu kritik kaynağımız hem uzun yıllar sorun çıkarmadan bizlere hizmet etsin hem de daha verimli çalışsın. Bu sebeple jeneratör yerleşiminde aşağıdaki noktalara dikkat etmemiz gerekmektedir.
Jeneratör için ayrılan mekanın mümkün olduğunca, normal çalışma saatlerinde sessizlik gerektiren yerlerden uzak tutulmalı ama kablo tasarrufu açısından da elektrik panosuna mümkün olduğunca yakın olmalıdır.Jeneratör mahalli mümkün olduğunca kolay, taze hava almaya ve kullanılmış havayı atmaya müsait olmalıdır.
Jeneratör taze havayı, cebri olarak radyatör fanı yardımı ile dış ortamından kolayca emebilir. Bu sebeple odaya, jeneratörün üzerine kadar, taze hava için emiş kanalı yapmaya gerek yoktur. Uygun kesitte ve jeneratörün arka tarafına denk düşecek bir pencere yada kanal ağzı yada kurangalez taze hava emişi için genelde yeterli olur.
Radyatör tarafından üflenen kullanılmış sıcak hava, jeneratör odasının içine hiç bir kaçak olmadan mutlaka dışarıya atılmalıdır. Bu işlem için jeneratör odasının direk olarak atmosfere açılabilecek bir duvarı yoksa, söz konusu sıcak hava kanal ile dış ortama atılmalıdır.
Jeneratör için dışından sağlanacak temiz hava ve buna bağlı kanal yada pencere, mutlaka radyatör havasının atıldığı duvar yada bölümden uzak olmalıdır. Aksi durumda hava kısa devresi yaşanacağından jeneratör çalışma sırasında kısa sürede yüksek hararet arızasından devre dışı kalacaktır. Buna bağlı olarak taze hava ihtiyacı, kullanılmış havanın atıldığı duvardan yada cepheden değil de mümkünse, tam ters cepheden taze hava sağlanmalıdır.
Yukarıdaki durum pek mümkün olmadığı durumlarda yani jeneratör odasının sadece bir duvarının atmosferle temas halinde olduğu durumlarda, açılacak pencereler mümkün olduğunca birbirinden uzak olmalı, aynı düşey eksende olmamalı ve mümkünse hava atış penceresinden çıkan hava için emiş penceresinin ters tarafına doğru yönlendirilme yapılmalıdır.
Oda duvarlarında bırakılacak pencere büyüklükleri jeneratör gücüne göre değişir. Hava atışı için bırakılacak pencere en az radyatör alanı kadar olmalıdır. Şekil olarak da mümkünse radyatör petekleri ile aynı ölçüde olmalıdır. Radyatör havasının dışarıya atılması için radyatör ile pencere arasına bırakılan mesafeye göre davlumbaz yada hava kanalı yapılmalıdır.
Hava emiş penceresi ise normalde hava atış penceresinin kesit alanından % 50 büyük olmalıdır. Mümkün olmadığı durumlarda hava emiş penceresi alanı en az hava atış penceresinin kesit alanı kadar olmalıdır. Hava emişi için bırakılan pencerenin şekli önemli değildir. Pencere bırakılamaması gibi durumlarda mutlaka jeneratör mahalline dizel motorun ihtiyacı kadar hava, kanallar yardımıyla dışarıdan sağlanmalıdır. Bu durumda dizel motora ait detaylı bilgiler jeneratör firmalarından istenmelidir.
Alternatörlerin paralel çalışma ve dengesiz yükler için rotorları standart eleman olarak damper sargıları ile teçhiz edilmiş olup, başka alternatörlerle paralel çalışma imkanı sağladığı gibi şebekeylede paralel çalışması mümkündür.
Paralel çalışmada en önemli husus aktif ve reaktif yükün paylaşımıdır. Aktif yükün paylaşımı için alternatörleri tahrik eden motorların devir regülatörleri devir düşüm grafiklerinin doğrusal ve eğimlerinin birbirine eşit olması gerekir.
Reaktif yükün paylaşılmasının miktarı alternatörlerin ikazlarına bağlı olup, her iki alternatörün ikaz regülâtörlerinin azalan karakteristikte olmaları ve bu azalma da birbirine eşit olmalıdır. Reaktif güç paylaşımını daha düzenli hale getirilmesi için alternatör V fazına monte edilen akım trafosunun sekonderinde indüklenen voltaj bir yük direnci üzerinden voltaj regülatörünün referans voltajına vektörel olarak ilave edilir. İlave edilen bu voltaj, alternatör yük akımının Cos phi 'si bozuldukça, daha etkin olur.
Hava Temizleyici:Yanma odası öncesi, gelen yanma havasını süzer bir aygıttır. Dizel motorun ömrünü etkileyen çok önemli bir faktördür.
Hava Soğutmalı Motor:Fan veya motorun dönem parçaları üzerine yerleştirilen pervane yardımıyla hareket ettirilen havanın , motorun ısınan parçaları üzerinde hareket ederek soğutma şeklidir.
Alternatif Akım:Çoğu ev ve işyerlerinde alternatif akım kullanılır. Alternatif akım , akım yönü düzenli olarak değişen hem pozitif hem de negatif değeri olan akım olarak tarif edilmektedir. Söz konusu yön değiştirme sıklığı saniye bazında sabit olup, ABD'de 60 Hertz Avrupa'da da 50 Hz olarak kullanılmaktadır.
Alternatör:Mekanik enerjiyi alternatif akımlı elektrik enerjisine dönüştüren bir aygıttır. AC veya Senkron ( hem zaman ) fırçalı veya fırçasız jeneratör olarak da anılabilir.
Ampermetre:Akım şiddetini ölçümünde kullanılan ölçü aletidir. ( Amper )
Otomatik Aktarma Komütatörü:Elektrik kesintisini hissedecek uygulanmakta olan yükü farklı bir elektrik kaynağına aktarmak üzere tasarlanmış bir çevirgeçtir. Lütfen dikkat ediniz; söz konusu devre her zaman ehliyetli elektrikçiler tarafından kurulmalıdır. Yanlış bağlantı geri besleme durumu yaratabilir ve ölümcül kazalara veya cihazlarda arızalara sebebiyet verebilir.
Yardımcı Yakıt Pompası:Uzaktaki yakıt depolarından motora yakıt aktaran pompadır.
Sürekli Güç:Üretici tarafından öngördüğü sürekli kullanma koşullarına uygun işletimde, ki her zaman sabit ve değişmeyen yükte işletim olarak tarif edilir, tavsiye ettiği güçtür. Çoğu sanayi bazlı kaliteli jeneratörler, belirtilen seviyelerde sürekli kullanım çıktısı elde etmek üzere tasarlanmıştır.
Desibel (dB):Çan sesinin onda biridir. İşitebileceğimiz en düşük ses seviyesi 0 dB olarak baz alınan ve insan kulağının tahammül edebileceği azami ses seviyesinin 140 dB olarak tespit edilen ses ölçüm sistemidir.
Üçgen Bağlantı :Üç fazlı jeneratörlerin fazlarını üçgen bir şekil oluşturacak şekilde bağlanmasıdır. Üç fazlı sistemlerden 120/240 V elde etmek üzere iki fazı kullanıldığında güç 1/3'e düşer. Ürün açıklama kısmında müşterilerimize enerji sarfiyatlarını tespit edebilmelerine yardımcı olacak tek fazlı KW oranlarını gösteren liste sunmaktadır.
Dört Zamanlı Motor :İçten yanmalı motorlar, bir güç devrini tamamlayabilmesi için dört ayrı hareket yapması gerekir. (Emiş, Sıkıştırma, Patlatma ve Atma)
Frekans:Alternatif Voltaj veya akımda, belirli bir zaman biriminde oluşan dalgalanmaların miktarına Frekans denir. Saniyede oluşan dalgalanmaya da Hertz (Hz) denir.
Yakıt Enjektörü:Yanma odasına ölçülü miktarda yakıt püskürten sistemdir.
Godvernör, Elektrik:Esas hareket sağlayıcının, motorun hızını manyetik alıcı ile veya jenerator çıkışındaki frekansı takip ederek algılayan bir sistemdir. Motor hızı doğrultusunda, gerekli deviri sağlayabilmek için elektrikli kontrol sistem aracılığı ile yanma odalarına uygun miktarda yakıt sevini sağlar.
Hertz (Hz):Her bir saniyede oluşan frekans veya dalga birimidir. ABD'de kullanılan standart frekans sistem 60Hz. dir Avrupa ülkelerinde 50Hz. kullanılır. GENPOVER ürünleri 50Hz / 60Hz veya müşteri isteği doğrultusunda özel frekanslarda jeneratör üretmektedir.
Enjeksiyon Pompası:Yakıtı ölçerek basınçlı bir şekilde enjektöre veya enjektör memesine gönderen aygıttır.
Kilowatt:1000 Watt değerinde gerçek elektrik güçtür.
Sıvı Soğutmalı Motor:Motorun ısınan yerlerinde dolaşan sıvı soğutucu aracılığı ile soğutulan motor tipidir. Soğutucu sıvı buradan radyatöre veya ısı dönüştürücü sisteme gider ve soğuduktan sonra tekrar motora gider ve tekrar aynı işlemleri tekrar eder.
Yağ Soğutmalı Motorlar:Bu tip motorlarda akışkanlığı sağlayan yağ, aynı zamanda ısınan parçaların soğumasını da sağlar. Isınan yağ motor fanı tarafından soğutulan radyatöre gider ve soğuyarak tekrar motora döner. Yağ soğutmanın bazı avantajları vardır.Yağ 392o Fahrenheit (200 C) de kaynar ve -40 Fahrenheit'te (- 40 C) de jelleşir ve hacim olarak genişlemez. Yağ oksitleşmez ve motorun iç kısmında paslanmaya neden olmaz. Yağ, verimli olarak akışkanlığı ve 178 C ye kadar ısı aktarımını sağlar. Ses seviyesini düşürür
Kuyruk Milinden Çalışan Jeneratör:Bu tip jeneratör traktörün kuyruk milinden çalıştırılmak üzere dizayn edilmiştir. Herhangi iki rulmanlı jeneratör kuyruk milinden veya kasnak/kayış ile çalıştırılmak üzere uyarlanabilir.
Yedek Güç (İhtiyaç anında devreye girecek güç):Asıl güç sağlayıcı devreden çıktığında elektrik enerjisi üretmek üzere seçilen güç kaynağıdır. Yedek güç uygulamaları için seçilen jeneratörlerin KW çıktıları sürekli uygulama jeneratörlerden daha yüksektir.
Voltaj Regülatörü (Düzenleyicisi):Jeneratörden elde edilen Voltajın sistemin içinde veya dışında otomatik olarak istenilen değerlerde tutulmasını sağlayan bir cihazdır.
Yıldız Bağlama:3 fazlı jeneratörün fazlarının kendi aralarında Y şeklinde bağlama metodudur. Her bir fazın birer uçları birbiri ile temas edecek ve diğer uçlar sarfiyat yapılacak uygun hatlara bağlanır.